Akciğerlerimiz kaburgalarımızın içinde birer torba gibi dururlar. Nefes aldığımızda bu torbalar içerlerine alabildikleri kadar hava alarak şişerler. Göğsümüzü karnımızdan ayıran ve akciğerlerimizin altına bitişik büyük bir kas olan diyafram, büzüşerek ciğerlerimizin genişlemesini sağlar, nefes almamıza yardımcı olur.
Süratli yemek yenildiğinde, yutkunma neticesinde yemek ile birlikte bir miktar da hava alınır. Hıçkırık, yiyeceğin yüzeyine yapışarak sindirim sistemine giren bu havayı atmak için sistemin gösterdiği bir tepkidir. Diyafram süratle büzüşerek, çok ani ve hızlı nefes almamızı sağlar. Bu arada boğazımızın üst tarafında, ses tellerimizin bulunduğu kısımda bir kapanma olur ve buradan geçen hava bir an bloke edilir. Bu da ‘hıçk’ şeklinde bir sesin çıkmasına neden olur.
Midedeki bir olayla diyaframın ilişkisi, bu iki organdaki sinirlerin birbirine çok yakın hatta iç içe geçmiş olmalarındandır. Bu nedenle en çok yemekten sonra hıçkırırız. Sindirim işlemi bittikten sonra hıçkırık olmaz. Hıçkırığı önlemek için çok çeşitli öneriler vardır. Baş aşağı durmak, yavaş yavaş su içmek, kollan yukarıda tutmak, nefesi tutmak, ileride bir noktaya bakarak derin nefes almak, buzlu su içmek, nefesi tutarak üç kere yutkunmak, nane yutmak, parmağı kulağa bastırarak su içmek ve korkutmak gibi.
Bunlardan korkutarak insanı şok etmek, dolayısıyla sinir sistemini etkilemek, derin nefes alarak diyaframın mideyi itmesini sağlamak ve de kandaki düşük karbondioksit seviyesinin hıçkırığın oluşumunu hızlandırdığı bilindiğinden nefesi tutmak en mantıklı önlemlerdir.
Aslında ise bu önlemlerin hiçbirine gerek yoktur. Hıçkırıklar yaklaşık 5 saniyede bir olur ve genellikle bir dakikadan fazla sürmezler. Siz önlemlerle uğraşırken, o zaten kendi kendine kesilir. Hıçkırığı kesmek için kabul edilen genel görüş hiçbir önlemin hıçkırığı kesmediğidir. Ancak aylarca süren istisnai durumlarda, muhakkak tıbbi müdahale gerekir, hatta bu durumlarda sinirler üzerinde operasyon yapılması bile gündeme gelebilir.
Çok miktarda biber yemek gibi kimyasal yanmaların, enfeksiyonların ve ülser gibi hastalıkların da hıçkırığı meydana getirebilecekleri ileri sürülüyor. Hıçkırık süresince bir şey yememekte ve içmemekte fayda vardır, çünkü bu sırada tekrar fazla hava alınabilir.
Hıçkırığı önlemek için en iyisi yemeği yavaş yiyin, çok miktarda yemeyin, yemek yerken karbonatlı içki içmeyin, yemeğe konsantre olun, çok konuşmayın ve gülmeyin. Yemeğe saygınız ne kadar artarsa, hıçkırık o kadar azalır.
Hıçkırığı Durdurmak
Neden hıçkırırız, hıçkırık nasıl geçer, hıçkırığı geçirmenin yolları Hıçkırığı durdurmak için uygulanan yöntemlerin sayısı pek çoktur. Bebekleri hıçkırık tuttuğunda bir çay kaşığı ıhlamur ya da yalnız ılık su vermek denenebilir. Yaygın olarak başvurulan yöntemler arasında soluk tutmak, bir kesme şeker emmek, korkutulmak, yudum yudum soğuk su içmek ve bardağın ters tarafından su içmek sayılabilir.
Sözü edilen yöntemlerin tümü hıçkırığı kesebilir. Bunun nedeni, sinir sistemini şaşırtıp ilgisini başka yöne çekerek hıçkırığın durmasını sağlamalarıdır. Sık denenen bir başka çare de bir kese kâğıdı içine soluk alıp vermektir. Bu yöntemin iyi sonuç vermesinin nedeni, solunan havada biriken karbondioksitin, beyinde hıçkırığa yol açan sinirlerin çalışmasını sekteye uğratmasıdır.
Diyafram siniri uzun olduğu ve birçok iç organa yayıldığı için, ciddi hastalıklar nedeniyle de çalışması kesintiye uğratılabilir. Nitekim hıçkırık, peritonitin (karın boşluğunu çevreleyen zarın iltihaplanması), böbrek rahatsızlıklarının, kalp hastalığının ya da yaptığı basınçla diyafram sinirini sıkıştıran boyun tümörünün belirtilerinden biri olabilir.
Hıçkırık Nasıl Geçer?
Hıçkırığın az anlaşılmış bir fenomen olduğunu söyleyen Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Şükrü Daloğlu, “Hıçkırığın yararlı fizyolojik bir durumu şimdiye kadar bulunamadı. Herhangi bir hastalığa da tipik olarak eşlik etmez. Ama bazı hastalıklarda daha sık görülmektedir.
Özellikle mide asidinin fazla olup yemek borusuna kaçması, beyin içi basıncın artması, üresinin yükselmesi gibi durumlarda ve steroid türü ilaç kullanan kişilerde daha sık görülmektedir. Genellikle solunum kasının ve göğüs kaslarının ani kasılması ve boğazdaki bir kapakçığın hızla kapanması veya sıkışması sonucu oluşabilir. Karın organlarından da oluştuğu görülür. Böyle düşünülmesi daha akılcıdır. Fakat bu gibi hastalıklar olmadan ve hiçbir sebebi olmadan da görülebilir” dedi.
Hıçkırığın sonlandırılması için karbondioksitin arttırılması gerektiğini kaydeden Uzman Dr. Daloğlu, “Kese kağıdına soluyarak karbondioksiti alırız, bu şekilde hıçkırığı azaltabiliriz. Kendi halimizde yapılabilecek tek yöntem budur. Çok fazla ve inatçı bir hıçkırığa yakalanılması durumundaysa hekime başvurulmalıdır. Biz, devamlı ve geçmeyen hıçkırıklarda birkaç farklı ilaç vererek, bunu geçiriyoruz. Yapılan bazı bilindik yöntemleri önermiyoruz. Örneğin, nefes tutmak, soğuk su içmek, ıkınmak, korkmak, dış kulak yolunu tıkamak ve limon içmek yanlış yöntemlerdir ve daha farklı hastalıklara neden olabilir” diye konuştu.
Sürekli Hıçkırık Tutarsa Dikkat!
İnatçı hıçkırık kilo kaybı ve yutkunma güçlüğü gibi belirtilerle birlikte yemek borusu kanseri belirtisi olabilir
İrlandalı bir bilim adamı, ısrarla geçmeyen hıçkırığın, kilo kaybı ve yutkunma güçlüğü gibi belirtilerle birlikte yemek borusu kanserinin belirtisi olabileceğini söyledi.
Dublin’deki James Connolly Hastanesi Uzmanı Prof. Dr. Tom Walsh, bir toplantıda yaptığı konuşmada, bazı yemekborusu kanseri hastalarının ”inatçı hıçkırıktan” yakındıklarını bildirdi.
99 kanser hastası üzerinde yapılan bir araştırmada, hastaların yüzde 27’sinin, ”inatçı hıçkırıktan” yakındıkları, yüzde 6’sının ise hıçkırık nedeniyle doktora gittikleri kaydedildi.
Hıçkırmanın bugüne dek kanser belirtisi olarak kabul edilmediğini belirten Dr. Walsh, hastalıkla hıçkırma arasındaki ilişkinin nedeninin tam olarak bilinmediğini ancak kanser hastalarındaki inatçı hıçkırığa diyaframdaki bir sinirin neden olduğunun düşünüldüğünü söyledi.
Dünyada 6. en yaygın kanser türü olan yemek borusu kanseri, her yıl yaklaşık 400 bin kişide saptanıyor. Sigara içmek ve alkol kullanımı, en önemli risk faktörleri arasında sayılıyor.
inanmıyorum hıçkırıkla ilgili ne kadar güzel bir yazı hazırlamıssınıs
İnanamıyorum simdiye kadar hickirik ile ilgili böylesine güzel bilgilendirici, aydınlık veren bir makale okumamıştim. Çok teşekkür ediyorum.
Çok mükemmel sayenizde 100 aldım
@Melis; Senin adına çok sevindim. Başarıların daim olsun.
Ben hıçkırmak istiyorum o nasıl olucak?
@rabia; Hıçkıramıyor musun Rabia? ^_^