Belgesel tadında “Mustafa” filmi vizyona girdi, film vizyona girmeden önce bu yazıyı eklemiştim, daha sonra film hakkında eleştiriler, yorumlar çıktı. Belgeseli çeken Can Dündar ve kendisini Atatürk hayranı olarak biliyorum. Bu nedenle belgesel filmde bazı olayları yansıtırken ön yargısız olarak yaptıklarını düşünmek istiyorum. İnşallah bu belgesele alternatif çeşitli yorumlar ve gerçek izlenimlerle başka bir Atatürk belgeseli çekilir ve o belgeselde Atatürkün doğal hali yansıtılırken, gerçeklerin dışında yalnız ve sevilmeyen bir insan olarak gösterilmez.
>> 1998 Yapımı Mustafa Kemal Atatürk Belgeseli
ATATÜRK Belgeseli “MUSTAFA” vizyonda
Ulu önder Atatürk’ün hayatını konu alan ve Can Dündar’ın senaryosunu yazıp yönettiği “Mustafa” adlı belgesel film 29 Ekim 2008 de vizyona girdi. Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, ölümünün 70. yıl^dönümünde Atatürk’ün Türkiye’ye, dünyaya ve yeni yetişen nesle tam anlatılamadığı, yapılan belgesellerin Türkiye ölçeğiyle sınırlı ve belli bir dönemle kısıtlı kaldığı belirtildi.
Selanik’ten Dolmabahçe’ye kadar hayatını başından sonuna mercek altına alan, Atatürk’ü şablonlardan uzak olarak askeri, siyasi, insani boyutlarıyla anlatan bir filmin eksikliğinin hep hissedildiği kaydedilen açıklamada, 15 yıldır Atatürk belgeselleri yapan ve “Sarı Zeybek” ile Atatürk’ün değişik yönlerini seyirciyle tanıştıran gazeteci Can Dündar ve ekibinin, Atatürk’ün hayatını sinema diliyle anlattığı “Mustafa” belgeselinin 29 Ekim’de vizyona gireceği bildirilmişti.
MÜZİKLER BREGOVİÇ’TEN
“Mustafa” filmiyle özellikle yeni neslin Atatürk’ü yeniden keşfedeceği belirtilen açıklamada, film için Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arşivleri başta olmak üzere, yerli ve yabancı pek çok arşivin özel izinle açıldığı ifade edildi. Atatürk’ün daha önce görülmeyen fotoğraflarına, hatıralarını yazdığı not defterlerine, yakınlarına yolladığı çok özel mektuplarına, günlüğüne, el yazmalarına ulaşıldığı kaydedilen açıklamada, çekim ekibinin Atatürk’ün ayak bastığı Selanik’ten Manastır’a, Şam’dan Berlin’e, Sofya’dan Karlsbad’a kadar her coğrafyaya giderek, doğduğu odadan öldüğü odaya dek her mekana girerek yerinde görüntülediği vurgulandı.
Geniş ve deneyimli bir kadronun Atatürk’e dair yazılan kitapları, yerli yabancı basını, diplomatik yazışmaları tarayarak objektif, sıcak bir hayat hikayesi anlatmaya çalıştığı bildirilen açıklamada, Atatürk’ten kalan eşyaların, anıların, çalıştığı karargahların, yaşadığı evlerin, geride bıraktığı belgelerin, sevdiği müziklerin, söylediği sözlerin titizlikle derlendiği belirtildi. Açıklamada, filmin müziklerinin, Balkanlardan yetişen uluslar arası müzisyen Goran Bregoviç tarafından bestelendiği kaydedildi.
>> Bekir Coşkun; Atatürk “Mustafa”yı Görse..
Can Dündar’ın sesi hiç gitmemiş. Ayrıca Atatürk’ün hayatını başka biri aynı şekilde filme almaya kalksaydı o da başka bir biçimde önümüze servis yapabilirdi. Ben Dündar’ın sunumunu yeterince başarılı bulmadığım gibi abartı ve yanlı da buldum. Şöyle ki ben de bir yazarım ve Atatürk’ün hayatını pek çok farklı kalemlerden okumuş biri olarak kendi adıma Atatürk’ün insani yönlerini işlemeyi düşünsem asla benim anladığım ile Can beyin ortaya koymaya çalıştıkları aynı olmazdı. Bence Can bey Atatürk’ün hayatını belgelemeye çalışırken insani yönlerini ortaya koymakta hem beceriksizlik yapmış hem de kafasındaki ısrarların peşine düşmüş. Başarılı bulmadım. Olayları biliyor olsakta sahneleme böyle olmamalıydı… Olmamış
(atam atam canım atam ruhun sahad olsun)
Biz O’nu
Biz, O’nu mısır tarlasında karga kovalamasıyla değil, topraklarımız üzerinden leş kargalarını kovalamasıyla;
Biz, O’nu “Fikriye”siyle değil, emperyalizmin ezmeye çalıştığı tüm uluslara örnek olan fikirleriyle;
Biz, O’nu kendisini çaresiz hisseden birisi olarak değil, tüm gücünü Milli Mücadele döneminde kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına tek yumruk olan ulusundan alan yüceler yücesi yüreğiyle;
Biz, O’nu içki masasından kalkmayan bir “ayyaş” olarak değil, üzerinde güneş batmayan topraklara hükmedenlerle oturduğu masaya yumruğunu vurup Sevr’i parçalayarak suratlarına fırlatan kararlılığıyla;
Biz, O’nu küçük yaşta hocasına beslediği kini ileride devlet yönetimine karıştıracak denli “sığ” bir lider olarak değil; tüm dünyanın takdir ettiği ilerici görüşlerini silah yapıp bir ulusun makûs talihine meydan okuyan büyük devrimci kişiliğiyle;
Biz, O’nu kimseleri ilgilendirmeyecek “özel hayatını “insan yanı” olarak sunma şaklabanlığı ile değil; örneğin 1936’da Yalova’daki köşkü bir ağacın kesilmesini önlemek için rayların üzerinde 4.80 metre kaydıracak kadar dahi ve insan yani ile
Biz, O’nu “Mustafa” olarak değil, bazı canlara inat, canımızın parçası, ruhumuzun ta kendisi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz olarak anladık, anlatıyoruz.
KAYNAK: Prof. Fethi Murat DOĞAN
Alıntı: Biz O’nu Biz, O’nu mısır tarlasında karga kovalamasıyla değil, topraklarımız üzerinden leş kargalarını kovalamasıyla; …………… Yorum: Admin’in yaptığı bu yazı çok hoştur ve tüm Adminlerimize başarılar dileriz…
arkadaş bırakında farklı yorumlarda ortaya çıksın. Atatürk bizim değerimizdir.ancak iyi yada kötü tüm padişahlar ve tüm geçmiş incelenebilirken onun hakkında terbiye sınırlarını geçmeyen tüm eleştirileri inceleyebiliriz ve eğer bir yanlış varsa müdehale şansımız olmasını isterim. evet devlet adamlığında tartışılacak bir şey göremiyorum ve komutanlığı ilede tartışılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum …ve gayet açık bir durum söz konusu eğer dirayetli bir lider olduğunu düşünmeseydi padişah vahdettin milli mücadeleyi başlatmak için şahsi servetini o kadar komutan arasından Mustafa Kemal i seçmezdi ve teslim etmezdi… kurtuluş savaşından sonra memleket kurtulduktan sonra vahdettin han , sefalet ve sürgün hayatı içinde yaşamı sona erdiği halde onu gönderdiğine 1 gün bile pişman olmadığını defalarca beyan etmiştir. arşiv…
ya sözlerime nerden baslyayım bence çok yerinde buluyrum can beyin filmni hemde çok iyi olmuş bazı yerlerini anlatamamış yapamış bazı yerlerini anlatamammış eksik yapmış filmini bide gidin askeriyenin arşivlerinden atatürkün hayatında yasadıkarına bakın bi bu konuya deginmek isterim biz peygamber efendimiz tey hz.adem e kadar soyunu biliyoruz.aklma çok takılıyor atamızın dedesi babaannesi kimdir soyu kimlere dayanır.biz atamızı bu yönlerdende tanımak isteriz.bilgin yazarlarımız bizi aydınlatsın o zaman şimdiden teşekkürler