Dört tane kelebek bir gün bir ateş görmüşler. Bunun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemişler. Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış ve üzerinin aydınlandığını görmüş. Arkadaşlarının yanına gelmiş ve: Bu ateş aydınlatıcı bir şey!, demiş.. ...
“İşlerim çok. Başka hiçbir şeye bakamıyorum.” Bu lafı bir kişiden daha duyarsam, büyük ihtimalle katil olacağım. Mailime iki satır bile cevap yazmayanlar “çok yoğun”; bir şey anlatmak için söz verip haftalarca sesi çıkmayanlar “çok yoğun”; benden başka herkes ama herkes ...
Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır.İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendinin baş ağrısı artarak sürer.Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de ...
Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış ve birbirlerini çok sevmişler, uzun süre çok yakın olmuşlar. Birbirlerini yanlarında canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler. Derken bir rüzgar çıkmış kum tanelerinde biri yerinde kalırken diğeri biraz uzağa savrulmuş. Çok uzak değillermiş ama ...
Seni sevdiğim kadar çocuğum ben. Ne kadar çok seversem o kadar çocuk yaşıyorum. Oyunlar oynuyorum, seni ebeliyorum. Kıyamıyorum, “Haydi saklan yine ben ebeyim” diyorum. Seni yaşarken, yetişkinlerin hayata dair tüm kaygılarından kurtuluyorum. Dertsiz, tasasız, afacan bir çocuk. Türlü türlü muziplikler ...
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar ...