Kanser hastaları koronavirüsten korunmak için neler yapmalı? Koronavirüsten korunmak için nasıl beslenilmeli? Hangi kanser hastaları covid19 salgınında daha ciddi risk altında? Merak edilen bu ve benzeri sorular, İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar ile yapılan 4 Şubat Dünya Kanser günü özel oturumunda cevabını buluyor.
Dr. Tayfun Hancılar’a yöneltilen sorular ve doktorumuzun sorulara cevapları şöyle;
Koronavirüsten Korunma Yolları Neler?
Aktif kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi devam eden hastalarımız kesinlikle tedavilerine ara vermemelidirler. Gerekli önlemlere uygun yaşayarak, tedavilerine düzenli devam etmelidirler. Özellikle tedavi altındaki kanser hastalarına, kapalı mekanlardan mümkün olduğunca uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. Açık havada virüsün yayılma riski olmadığı için maske takmak gereksizdir, ancak kapalı mekanlarda (otobüs, tren, sinema salonları, alışveriş merkezleri, spor alanları, restoranlar vb.) bulunması gereken kanser hastalarına ağız ve burun bölgesini, tam kapatan maske takmalarını öneriyoruz.
Doğal olarak el teması kaçınılmaz olduğu için ellerin; yüz ve ağız, burun ile temas etmemesine dikkat etmek gereklidir. Elleri sık sık en az 20 saniye sabunla yıkamak veya yüzde 60 alkol içeren solüsyonlar ya da dezenfektanlar kullanmak korunma açısından çok önemlidir.
Koronavirüsten Korunmak İçin Nasıl Beslenilmeli?
Bağışıklık sisteminin güçlendirmek, koronavirüse karşı alınacak en iyi önlemdir. Bu nedenle; riskli kanser hastalarının beslenmesi, önem kazanmaktadır.
- Günde en az 2.5 litre sıvı tüketin
- Kefir bağışıklık sistemi için çok yararlıdır ve tedaviler esnasında güvenle kullanılabilir. Mümkünse evde hazırladığınız kefiri günde 2 bardak olarak içebilirsiniz.
- Propolis içeren solüsyonlardan günde bir kez tüketebilirsiniz.
- Gün içinde tüketeceğiniz suyun içine bir adet limon koyarak kullanın, limon hem içerdiği C vitamini nedeni ile virüslere karşı koruyucu olacaktır hem de daha fazla miktarda su içmenizi sağlayabilir.
- Öğünlerinizde mutlaka sebze ve yeşillik içeren salatalar olmalıdır.
- Meyve ve sebzeleri kullanmadan önce dikkatlice yıkayın.
- Kemoterapi esnasında kullanılmasını önermediğimiz; greyfurt ve nar suyu haricindeki meyve sularını taze olmak kaydı ile rahatlıkla tüketebilirsiniz.
- Deniz suyu içeren burun damlalarını gün içinde sık sık kullanarak ve tuzlu ya da karbonatlı su ile gargara yaparak, virüsün boğaz ve burun mukozasına yapışmasını engelleyebilirsiniz. Böylece hastalık riski, en aza indirilebilir.
- Dirseklerinizi de kapsayacak şekilde, gün içinde sık sık ellerinizi en az 20 saniye yıkayın.
- Sigarayı kesinlikle tüketmeyin ve sigara içilen ortamlarda bulunmayın.
- Zerdeçal ve zencefilin, ağız yoluyla emilimi yüksek olmasa da bağışıklık sistemi için yararlıdır. Salatalara ekleyerek ya da yoğurt ile birlikte tüketebilirsiniz.
Hangi Kanser Hastaları Daha Ciddi Risk Altında?
Hodgkin dışı lenfoma, kronik lenfositik lösemi, akut miyeloid lösemi, akut lenfoblastik lösemi ve multipl miyelom gibi kan maligniteleri olan hastalar, kemik iliği nakil hastaları, aktif kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi uygulanmakta olan tüm kanser hastaları; koronavirüsten korunma konusunda daha dikkatli olmaları gereken hastalardır. Hastalığın akciğer üzerindeki etkileri göz önüne alınırsa, KOAH ve akciğer kanseri hastalıkları birlikte olan hastalarımız daha dikkatli olmalıdır.
Hastalar Açık Havada Gezebilirler Mi?
Kanser tedavisi gören hastalarımıza mümkün olduğunca yurt dışı seyahatinden kaçınmalarını öneriyoruz. Tedavileri devam eden kanser hastalarının, hastalık belirtileri olmasa da koronavirüs taşıyıcılarının kuluçka döneminde bulaşıcı olma özelliğinin devam ettiği göz önünde tutularak kalabalık yerlerde olmamaları ve ziyaretçi kabulünü en aza indirmelerini öneriyoruz. Hastalarımızın açık havada yapacakları geziler, temiz hava ile temasları bizim için olumludur bu nedenle öneriyoruz.
Tedavisi Tamamlanmış Kanser Hastalarında Da Risk Devam Ediyor Mu?
Elbette; kanser tedavisi tamamlanmış ve sağlığına kavuşmuş hastaların riski, çok daha düşüktür. Ancak kemoterapi ve radyoterapinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, bazen beklenenden uzun sürebilir. Bu nedenle; bu hastalarımızın tedavi sonrası 2 ay daha dikkatlerini en üst düzeyde tutmaları gereklidir.
Yorum Yaz