Bugün, İzmir için, İzmirli için özel bir gün. 9 Eylül 2018, İzmir’in kurtuluşunun 96. yıl dönümü.. Bundan yıllar yıllar önce, şanlı Türk ordusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliği ve Türk halkının desteği ile 9 Eylül günü İzmir’i düşman işgalinden kurtardı. Sakarya meydan muharebesi ile başlayan Türk ordusunun şanlı zaferleri, Yunan askerlerinin denize dökülmesi ile son buldu.
Peki İzmir’in kurtuluşuna, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna giden bu zorlu süreçte neler yaşandı? İzmir Büyükşehir belediyesinin hazırladığı 5 dakikalık videolu anlatım ile İzmir’in kurtuluşu..
Yorgun ve yoksul bir halk. Şartları ağır, Türk milletini tarih sahnesinden yok etmeye koşullanmış bir antlaşma, Mondros ateşkes antlaşması. Asırlardır güzel Anadolu’nun üzerinde olan emperyalist gözler. Ve ezelden beridir hür yaşamış, hür yaşayacak onurlu Türk milleti.
İzmir’de hiçbir gün 15 Mayıs 1919 kadar karanlık olmamıştı. İzmir, emperyalist askerlerin kanlı postallarıyla eziliyordu. Fakat bu böyle olmazdı, olamazdı. Düşman elini kolunu sallaya sallaya İzmir’e giremezdi.
İşte beklenen mücadele parolası duyuldu Konak meydanından. Gazeteci Hasan Tahsin’in silahından çıkan ses kurtuluş mücadelesinin ilk adımıydı. Önce İzmir’de, sonra tüm Anadolu’da yankılandı mücadelenin haykırışı. İzmir’in işgali demek, Anadolu’nun işgali demekti. Bunu asla kabul etmeyecek bir lider Mustafa Kemal, tam bağımsızlığın topyekûn bir savaşla olacağına inanıyordu. Ve işte 3,5 yıla yakın sürecek mücadele yolculuğu başlıyordu.
Halk yoksul, ordu dağıtılmış, cephanelere el konulmuş. Böyle karanlık bir tabloda Türk milletinin umudunu yeşerten tek bir şey vardı; Vatan sevgisi. İşte bu manevi duyarlılıkla hem cephede kurtuluş mücadelesi veriliyor, hemde meydanlarda yapılan mitinglerle Türk halkının kurtuluş mücadelesine olan inancı arttırılıyordu.
Peş peşe yapılan savaşlar; Birinci İnönü, İkinci İnönü, Eskişehir, Kütahya savaşlarında gösterilen başarılar, Türk ordusunun yurdunu düşman eline teslim etmeyeceğinin göstergesiydi. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemezdi. Bu anlayışla dengeleri tamamen değiştiren Sakarya meydan savaşı başladı. Artık, taarruz zamanıydı. Cephane ve yiyecek halk tarafından karşılanıyor, Türk milleti, kanının son damlasına kadar var olma mücadelesine devam ediyordu.
26 Ağustos tarihinde başlayan Büyük Taarruz, Türklerin bağımsızlığa ulaşmasının son safhasıydı. Şanlı Türk ordusu, emperyalizmi geri püskürtmüş, büyük bir bozguna uğrayan Yunan askerleri İzmir’e kaçmıştı.
Darmadağınık.
30 Ağustos‘ta gelen zaferin ardından Anadolu’nun kaderi değişmiş, “Ya istiklal ya ölüm!” diye haykıran Türk milleti; kanıyla, canıyla, bağımsızlığını zaferle kazanmıştı. Ve hiçbir zafer bu kadar şanlı olmamıştı.
Takvim yaprakları 1 Eylül‘ü gösterdiğinde Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz! İleri!” diyerek tarihi emrini verdi. Bu ses öyle bir yankılandı ki, şanlı Türk ordusu bağımsızlık yolunda yıldırım gibi ilerledi İzmir’e.
Bu ilerleme Hürriyet’e, Cumhuriyet’e idi.
İşte geliyordu şanlı Türk askeri. 15 Mayıs’tan beri ışık saçmayan güneş, 9 Eylül sabahı tekrar selamlıyordu güzel İzmir’i.
Fahrettin Altay paşaya bağlı süvari birliğinin Belkahve sırtlarından İzmir’e doğru inmeleri ile birlikte yaklaşık 3 yıl 4 ay süren işgal sona ermişti.
Vatan ve namus ilerleyişini tamamlayan Yüzbaşı Şerafettin’in, gazeteci Hasan Tahsin’in şehit olduğu Konak hükümet konağında göndere çektiği bayrakla İzmir’in kurtuluşu tüm dünyaya ilan edildi.
9 Eylül gecesini Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü ile birlikte Nif’te (Nif Dağı) geçiren Mustafa Kemal Paşa, 10 Eylül günü İzmirlilerin coşkulu karşılamalarıyla güzel İzmir’e geldi..
Bağımsızlık ve kurtuluşun sembol kenti İzmir’de 9 Eylül demek yaşam hakkı demektir. 9 Eylül demek Cumhuriyetin ve Türk inkılaplarının temellerinin atıldığı gün demektir. Esaretten bağımsızlığa, karanlıktan aydınlığa, cehaletten medeniyete giden yolda büyük gaziye, şanlı Türk ordusuna, İzmir için kanlarının son damlasına kadar mücadele eden şehitlerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Yorum Yaz